Eylül ayının yağmurlu bir akşam üstüdüydü gözlerinin gözlerimle buluştuğuan
işte o demiştim kalbimin kapılarını açan
tatmamıştı kalbim aşkın tadını yüreğim öyle hızlı atmıştı ki
Eğer aşk değilse hissetiklerim sevemezdim bi daha böyle kimseyi
Evet şimdi sen vardın
sen varkende aradım seni...
yokluğunda olduğu gibi..
belki seversin diye beni..
Çözmeye çalıştım hep seni...
İmkansızlıklar Kraliçesi.....
Sen bir başka mevsimde sağanak halinde yağardın oysaki..
tabii ben çok sonra öğrendim..
seni düşününce nikotin kokan ellerim üşürdü ve...
Bir sigara daha yakardım.
izmir sokakları ıslanırdı duman duman...
bana söylemediğin ve tek başına düşündüğün şeyler vardı
o zaman yüreğinde ne arıyordun ben ?
yoksa hiç yüreğinde olmadım mı ben ?
İmkansızlıklar Kraliçem
Artık herşey bu sonuca bağlanmalı sen benim olmalıydın...
tanıştırmalıydım seni...
tanımalıydı annem oğlunu böyle virane eden İmkansızlıklar kraliçesini
her zaman buluştuğumuz yerden alıp götürmek için seni
bilemezdim bu aşkın hükmünü verdiğini
sen ve ben olamaz dedin
imkansız dedin
neden demedim diyemedim açıklama yapmanı istemedim
buğulu gözlerle baktım ardından
her ne kadar nedenler sonuçların bir parçası olsada benim için SONUÇ önemliydi
Yasak ve imkansiz oldugu icin mi?
cok gec kaldik sevgilim şimdi sölermisin bana
artik ne ben senin nede sen benimsin
cok gec karsilastik ikimiz
cok gec kaldik sevgilim.
Nefret ediyorum imkansızlıklardan
Ama bu böyle
heranımı seninle yaşamak istediğim
İmkansızlıkların gölegesinde kalan ama
imkansız hiç bir şey olmadığını bilmeyen
İMKANSIZLIKLAR KRALİÇEMSİN...
HOŞÇAKAL